Bu Blogda Ara

18 Ekim 2010 Pazartesi

Cümle Mühendisinden yeni inciler-4



Sabah aç çıkıp,akşama tok dönen kuşlardan bir farkım yok..


Her yoldan yürü,her deryaya dal,her bahçeden otla,kovanı her kuyuya sal..

İsteyen elde eder,dolaşan nail olur.


Tembelliği adet edinen bal tadamaz...



Rahata dalanın avcu dolmaz..


Cesaret gösteren zengin olur,korkan mahrum kalır.


Malı almadan önce pahasını sor,
Sütü sağmadan evvel önce memeyi yokla,
İşinde anlayışlı olan daima güler yüzlü olur.
Birşey isterken kimseye ağırlık verme..


Eğer vaadeli bir inci ile hazır olan önemsiz bir şey arasında fikrin sorulursa,sen hazır olana meylet.Bugünkünü yarınınkine eyle...


İnsanın ömrünün çoğu kendisine zarar veren şeylerle geçer.


Başının yan tarafındaki saçları kırarmış olan kimse ölmüş sayılır..



İyilik,iyilik karşılığı yapılır.Herkese yapılacak muamele farklıdır.

Ben kafama denk olmayanın yanına uğramam,kendini beğenene kıymet bile vermem.
Bana insaflı hareket etmeyene bağlılık göstermem.
Benim zararıma çalışanlara yardım edemem.
Anlaştığımız yolda hareket etmeyenden sıtkım sıyrılır.
Bağdaşmadıklarıma dostluk gösteremem.
Benim felaketimlefe rahlayacak kimseye asla güleryüz göstermem.Ona ikramda bulunmam.
Benim ölümüme sevinecek insandan hayır beklemem.
Benim ihtiyaç gediklerimi kapamayanlara içten bağlanmam.,Mahvolmamı isteyenlere benim de niyetim temiz değildir.
Çıkarım olmayan kimseyi övmem.


Kşim razı olur ki; BEN SARF EDEYİM,SEN BİRİKTİR,
Ben NEZAKET GÖSTEREYİM,SEN KABALIK YAP,
BEN ERİYİP GİDEYİM,SEN KAZIK GİBİ KAL,
BEN YANIP TUTUŞAYIM,SEN ÖYLE KAL..

Sözde de işte de aramızda zerre kadar fark olmamalı.
Her bakımdan bir SAFTA olmalıyız ki ancak bu suretle birbirimizi aldatmamış,birbirimize yan bakmaktan kurtulmuş oluruz..
Yoksa ne diye ben sana kanıncaya kadar su içireyim,sen beni susuzluktan bayıltasın,
Ben sana saygı göstereyim de sen beni küçümseyesin.
Ben senin için kazanayım da sen bana hak ayırmayasın.
Ben sana sokulayım da sen benden kaçasın..

İnsafla zulüm nasıl birleşir?Hiç bulut varken Güneş doğabilir mi?
Sevgiyle kabalığın bağdaştığı görülmüş müdür?Hangi mert insan onurunun kırılmasına razı olur ?

Benim bir şahsa karşı göstereceğim hareket tarzı,onun bana olan bağlılığı,hangi esas üzerinde kuruluysa ona göre değişir.
Dostum bana ne ölçüde bir alaka gösterirse,bende ona eksik ve fazla olmadan,o ölçüde alaka gösteririm,bu hususta asla ziyanlı çıkmam.
İnsanların en kötüsü,bu günü dünden zararlı olanıdır.

Benden iyilik bekleyen,ancak ektiğinin meyvesini toplayabilir.


Aldatmak istemediğim gibi aldatılanlardan da olmak istemem.İçi-dışı bir olmayan kimseler,benim kendilerinin YAPMA HAREKETLERİNE kandığımı sanmışlardır.
O nadanlar bilmezler ki,borcumu " hangi cinsten " ise ona göre öderim.Seni budala yerine koyandan ,düşmandan kaçarmış gibi kaç ve onu ruhsuz insan say.

Sana güya onun parasına muhtaç imişsin gibi bakan insandan sevgi bekleme..

Ben eskiden beri yemek yedikten sonra hemen kalkıp giden takımdanımdır.



Komşum bana eza ederse ben ona saygı gösteririm.Bana saldırana ben sevgi elini uzatırım.
Şayet bir arkadaşım bir arabozuculuk,bir münasebetsizlik yapsa katlanır,beni kaynarsuya da atsa ondan yine sevgimi kesmem.

Misafire ne kadar ikramda bulunsam yine sevgimi kesmem,candan olan dostumu başıma taç ederim..Yardımımı beni tanıyanlara yapar,yararlılığımı dostlarıma gösteririm..
Hiddetçe ve kabaca konuşanlara bile tatlı söz söylerim.Beni terk edeni ben sık sık sorarım.Bana haksızlık yaptıkları zaman sızlanmam,benekli bir yılanda soksa,yine aldırış etmem,intikam sevdasına düşmem..


KONUŞMA ( giriş )


Ey ne yaptığını bilmeyen sapık ! Ey etekleri yerde sürüyen mağrur!Ey kendini cehaletin havasına kaptıran,vaktini lak lakla geçiren sersem!
Bu azgınlığın ne vakte kadar devam edecek?Bu dalalet çayırında daha ne kadar otlayacaksın?

Bu gururun bir sonu yok mu ?Havailikten vazgeçmeyecek misin?Bu kötü yaşayışınla,senin iç yüzünü bilen Allahına karşı küstahlık ediyorsun.Sana şahdamarından yakın olan Allahından saklanıyorsun.Oysa ki o seni apaçık görüyor.Zannediyormusun ki ölümün yaklaştığı zaman durumun sana fayda verecek?
Hadisler seni kaç defa uyardı da sen yine gaflete daldın?Yoksa mahşerde seni hısımların mı kurtaracak?Ne kadar tesirli öğütler dinledin de sen yine savsakladın.

Başkalarına tarfım etme imkanın varken etmedin.Parayı hak yolunda vermez de saklarsın.Onları iyilik yolunda harcamaz köşkler kurarsın.Sana doğru yolu gösterenden yan çizer,kör boğazını düşünürsün.Sevap kazanmaya bakmaz da şık elbiseler giymeye can atarsın.

DÜNYAYI İSTEYEN ve daima onu düşünen kahrolsun !
Ona çılgınca bağlanan bir kimse rahat yüzü görmez.Eğer insan dünyanın ne olduğunu bilseydi;ona bir lokma,bir hırka yeterdi..

HAYATTAN zevk almak ve refahla yaşayabilmek için derviş hırkası giydim.Oltamı her çeşit balığa attım,her renge girdim çıktım;kötü işler yapmaktan asla çekinmedim.
Erkekleri ve kadınları düşürebilmek için vaazımı bir tuzak olarak kullandım.Öyle zamanlar oldu ki düzenbazlığımın yardımı ile aslanların yatağına bile girdim.Çünkü ben zamanın hadiselerinden,
Felek denilen şeyden korkmam.Ondan tüyüm bile kıpırdamaz.Nefsi ,birşeye fazla düşkünlük gösterecek,namusumu lekeleyecek yerlere beni yanaştırmaz.Eğer zaman biraz insaflı etseydi,ehliyetsizler memleketin idaresini ellerine almazlardı..

KONUŞMA - GİRİŞ

Ey sözlerin doğrusunu yanlışını anlayan üstatlar!Bir cevherin hakiki olup olmadığı,tecrübe ile mihenk taşına vurmakla meydana çıkar ve hakkın eli,şüphenin yakasını yırtar.
" İnsan imtihanda talihin ya lutfuna uğrar yahut kadrine "
Beni ihtiyarlatan,hadiselerdir.Hayat,insanları bir kararda bırakmaz,halden hale sokar.Bir şahsa bir gün gülerse,ertesi gün muhakkak onu ağlatır.Onun bu şimşek gibi parlamasına aldanma,çünkü o yağmursuz buluttur.Eğer sana bütün düşmanlığı ile,binbir belası ile saldırırsa sen yine sabret;Ateş üzerinde kalıbtan kalıba girmesinden altına ne zarar gelir?

KONUŞMA - GİRİŞ

Ey Hayır sahipleri! Sabahınız hayırlı olsun! Evvelce düğünler,dernekler kuran,zengin ve ihsan sahibi olan,pek çok arazi ve ve köyleri bulunan sofrası gelene geçene açık olan şu adamın bugünkü haline bakınız!Korkunç hadiselerin gelip çatması,binbir sıkıntının üzerine çökmesi,çekemeyenlerin düşmanlıkları ve birbiri ardına inen kara belalar,onun elini böüründe bırakmıştır.Varlığından,bunca emlak ve akarından bugün elinde,birşey kalmamıştır.Yakınlarından ayrılmış,yad ellere düşmüştür.Çektiği istirap yüzünden sabrı kalmamış,yürekler acısı bir duruma gelmiştir.Çoluk çocuğu gözyaşı dökmektedir.Bugün ağılları ve akılları bomboş duruyor.Evvelce onun haline özenenler bugün ona ( zavallı ! )diyor..

Davarlarının,altın ve gümüşlerinin yerinde yeller esiyor!Vaktiyle bize haset edenler,kötülüğümüzü isteyenler bize acıyorlar,bizim için ağlıyorlar.

Gaddar felek,bize oyun etti,sürünüyoruz.Ayaklarımızda papuç yerine ağrı var,şiş var.Şimdi gıdamız hüzündür,elemdir.Açlıktan nefesimiz kokuyor,gıdasızlığa dayanmak için karnımıza taş bağlıyoruz.Uykusuzluk gözlerimize sürme oldu,sokak köşelerindeki bineklerimizi unutttuk,dikenler üzerinde oturuyoruz.Ölümü dört gözle bekliyoruz,fakat o gün nerede?

Şimdi içinizde bir kerem sahibi yok mudur ki bu yaraya merhem vursun?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder