Bu Blogda Ara
30 Ocak 2011 Pazar
Kelimeleri gücü
- Kelimelerin müziği kurursa,diyaloğun ruhu ölür.Kıçından konuşanları,sırtımızı dönerek kıçımızla dinleriz.Yürekten çıkmış her söz ise karşımızdakinin yüreğini vurur.
" Buyrun sizi dinliyorum " diye binlerce yıllık bir ezber var.Size bu tarz konuşarak vakti olmadığını ima etmeye çalışan bir adamla nasıl iş yapmayı düşünebilirsiniz?
Bana vakit ayırmayan ama iş yapan adamın niyeti çok iyi olabilir mi? Hayır!
İnanmak ve layık olmak
Para ve zaman
- İnsan bir kez koluna saat takınca zamanın ve bir kez banka hesabı açınca da paranın esiri olur.
Yeryüzünde insandan başka biriktiren canlı yoktur.Sadece köpekler bazen kemik saklar.Zaten onu da sakladıktan sonra unuturmuş.On Emir'in biri " Biriktirmeyeceksin " dir ve islam dininde de sık sık tekrarlanır.
Biriktirmek;kendimizi garantiye almak,yarını düşünmek senin rızkını verip dünyaya salan yaratıcıya güvensizliktir.
Düşen olmak,Pişman olmak
- Düşene,pişman olana,kapımıza gelene akıl vermeden,yardım etmek dinimizin,geleneklerimizin ve kültürümüzün emridir.
Karınca olup övünmeyecek,cırcırböceğiyken ümidi kesmeyeceksin.Biz kadroya inanırız.Yeryüzündeki her kişiliğin görevi vardır.
Puştları,pezevenkleri,ahlakısız hırsızları Tanrı koruyor değil.Biz kendimizi onlardan koruyarak sınav vermiş oluyoruz
Kul olmak
Ben kendime yeterim
Avcı ve Aslan
- Avcı,aslanın izini arıyormuş.Bir oduncuya rastlayıp : " Buralarda aslanın izini gördün mü? " diye sorunca,
Oduncu : " Sana aslanın kendisini göstereyim " demiş.
Avcı da oracıkta bayılmış.Ayılınca ilk sözleri şöyle olmuş :
-Dostum,sana aslanın kendisini soran oldu mu?Ben onun izini arıyorum.
( Bu arada size bu hikayeyi neden anlattım onu da bilmiyorum )
Öyle ya da böyle
- Öyle ya da böyle ;iyiler bir tarafta,kötüler diğer yanda yaşasaydı tarih olmayacaktı.Buna mecburuz.Karşılaşmalar sürecek.
Allah'ın yarattığı iki takım sonsuza kadar maç yapacak..
Bize düşen sağlam bir duruşla defans yapmak..
Ahir zamanda kötülerin topunu taca çıkarmak kafi,beraberlik de yeter kardeşim.Strateji bu! Katılan katılır,katılmayan katılmaz...
29 Ocak 2011 Cumartesi
Nefsin Haylaz Askerleri
Dilin afetleri
- İslama göre Dilin afetlerini İmam Gazali,çok güzel anlatıp yorumlamıştır...
Ama bir terbiyesizlik edip iki cümle de ben kuracak olsam,derim ki :
Dilin kökü Sırat'tadır,cennetin kapısının açılmasını istiyorsanız ağzınızı hayra açacaksınız...
Dilinizi tuttuğunuz vakit zaten el ve bel işlevsiz kalıyor.Dilimizi tutmak bize yetecektir.
Gerisi Allah'ın rahmetine kalmış..
Şeytanın dervişleri
- Şeytanın Dervişlerinin yazdıkları " Karşınızdaki İnsanı 8 dakikada İkna etme sanatı " gibi fitne örgütleyen kitaplarla,müşterinin " G " noktasını bulup orayı kurcalıyor,parlatıyorsunuz.Bu acımasız satış elemanlarını büyük kapitalistler yetiştiriyorlar..
Bir insanın çok kısa sürede ikna olması için ya onu tehdit eder,ya parayla satın alır ya da ona yalakalık yaparsınız.
Benim başka bir felsefeye aklım ermez.Bildiğim budur ve bana yeter!
Sağlıklı beslenme ve sadaka
- Onlara sorarsanız;sağlıklı beslenme,diyet,spor gibi ömrü uzatıcı teknikler var.Bana göre de yazılan ömür ne uzar ne de kısalır.
Dinen sadece sadakanın ömür uzattığını biliyorum,hepsi o kadar!
Şimdi uzun yaşamak adına da olsa bol sadaka dağıtmayı alışkanlık haline getiririz,bu imansız çağda o da yeter!
İnsanoğlu her ne kadar kötüyse de yaratılış olarak Allah'tan bir parça taşıdığı için ondan umut kesilemiyor...
Ateist olarak düşünmek
İsterseniz dışarıdan bir ateist olarak düşünün: Cennet fikri taşıyanlarda , " hırsızlık,öldürme,kandırma,aldatma,saldırganlık,biriktirme,hırs,kin,dedikodu " olmayacaktır.
Ne oluyor o zaman?Dünya Cennete dönüşüyor...
Bir ateist olarak cenneti öbür dünyada göremeyeceğiniz için dünyadayken fasonunu görebilmenin kime ne zararı var ?
İkinci sınıf hayat
- İkinci sınf ama helalinden bir hayatı kimse sürdürmek istemiyor.
- Bilmeliyiz ki tatmin ve şükür için dünyevi başarı gerekmiyor.
Asıl meziyet başarısızlığa düşüldüğünde " Sabır " gösterebilmektir.
Onlar,bizim " Her şey olacağına varır..." şeklindeki sakinleştirici mübarek cümlelerimizle dalga geçerken kapitalizmin uşaklığını yapıyorlar..
İnsanlar ve intiharlar
- İnsanlarda intihar duygusunu tetikleyen düşünce : Kaybetme,başarısızlık,yenilme,yarınlara olan güvensizlikten kaynaklarınır.
Allah'ın bir meleği var ve bize hergün şunları haykırıyor :" Ölüm için doğdun,yokluk için biriktir,yıkım için inşa et! " öyleyse neyi deneyeceğiz,ahiretin jönü olacağımıza niçin başarının figüranlığını yapalım?
Bu film bitecek,seyirci dağılacak,salon boşalacak,afişler sökülecek...
Nike şapka
Üniformalar ve biz
- Polisin,askerin,aşçının kafasına şapka ya da benzeri şeyleri takmalarının hikmeti,görevlerini hatırlasınlar,hiç unutmasınlar diyedir..
Her üniforma bir hatırlatmadır.Bizler,kafamızdan sarığı çıkardığımız gün ölümü unuttuk.Bildiğiniz gibi sarık,bize kefen olmaya yetecek büyüklükteki bezden yapılırdı.
Müslümanın tek varlığı olan sarığı,öldüğü yerde ona kefen yapılırdı,yani kabrimizi başımızda taşıyorduk!
Trafik kazaları
- Trafik kazaları,hastalık,hapis artık bu çağda bela olmaktan çıkıp gündelik hayatın parçaları haline gelmeye başladı.
- Nicedir bacağı kırılıp hastaneden kıpırdamadan tavana bakamayanlar insan olduklarını hatırlayamıyorlar..
Hastalık ve hapis,ruhumuzun üniversitleleri,maneviyatımızın mabetleri oldular...
Besmelesiz adımlar
- Besmelesiz her adım,tabiatın ve kişisel kazalarımızın dengelerini sarsar.
Tecrübe;insanın eşya,nesne ve varlıklara dokunarak,onları hayatına katıp çıkarımlar yapmasıdır.
Binlerce yıldır dokunarak uğruna ruhumuzu kirlettiğimiz varlıkların kalıcı olmadığını gördüğümüz halde,maddede direniyor olmamız,insanlığın akıl ve tecrübe açısından iki adım ilerleyemediğini göstermiyor mu ?
Tevekkülün dereceleri
- Tevekkülün üç derecesi vardır : şikayeti terk etmek,razı olmak ve muhabbetir..
- Şikayeti terk,sabırdır.Rıza göstermek,Allah'ın takdirini hoş karşılamaktır.Muhabbet ise başına gelenlere sevgiyle bakmasıdır.
Sabır gösterip razı olmak " katlanmak " demek değildir.Kibar sessizlik kılıfında gösterilen katlanma ahlaksızcadır,bu yüzden muhabbet şartı önemlidir.
Eski ayakablar
Rızkın peşinde son sürat
- Rızık peşinde koşarken hırslı olmak ve aşırı yorulmak çirkindir.Hırs kendimize ve Allah'a olan güven kaybımızdan ortaya çıkar.
Kalbin rızıkla meşgul olup hırslanması nefsimizi kamçılar,bizi paniğe sürükler,ateşe atar.Çok şey istediğimizde Allah'ın kulu olduğumuzu unutarak fazla sayıda insana boyun eğeriz.
Eğer müminin yüksekliği yalnız Allah'a sığınıp başkalarına avuç açmamasıyla sınanıyorsa bu hatamızı hangi gerekçelerle affettireceğiz?
Kasadaki nimet
Elimizle eve getirip,kasamıza kilitleyemediğimiz şeye nimet diyemiyoruz..Oysa temiz hava,yeşil ağaçlar,sayısız masum hayvan,sağlık hepimiz için bir nimet değil mi?
Dünyada misafiriz.Bizi giydiren,yediren ve içiren O'dur.
- Misafirin önüne koyulana rıza göstermesi edeptendir.Mülk O'nun,dilediğine verir,dilediğinden geri alır.
Bize bu boynu dünyada dik gezelim diye değil,O'nun takdirine karşı eğelim diye verdi...
Allah'ın taksimi
Allah'ın taksimine boyun eğmeyip daha çoğu için uğraşanlar ;
- insanlığın,kulluğun,imanın tadından uzaktır.
Zira,olaylar çoğunlukla tedbirlerin dışında gelişir.Nasibin,rızkın kaderin bir kurgusu varken yaptığın her bina başına yıkılacaktır.
İsteklerimiz çoğaldığında,onlara ulşamadığımızda kalbimiz kararıyor,nefsimiz azgınlaşıyor da sonuç değişiyor mu?
Hayır! Öyleyse plan yapmanın ne gereği var ?
16 Ocak 2011 Pazar
Türbeler ve biz
- Hakikatin huzuruna dik gidilmez.Türbe kapılarını hatırlayın,onların girişi bir çocuğun gireceği kadar küçüktür.Kim olursa olsun,ister kumandan,ister sultan,ziyarete gelenler sürünerek girerler içeriye.
Şimdi " Abicim bu yazı çelişkilerle dolu" diyeceksiniz,hayır değil.Dar kapılardan girdiğimiz hakikat yuvalarından çıkarken bir elimizde kılıç olmalı ve bir şövalye gibi dimdik durmalısınız..
Eğri bir adama kılıç,düzgün adama da eğri kılıç yakışmaz.Lütfen bu ahenge dikkat edin!Her cümle bir piçi üzmeden ,her paragraf bir sektörü çökertmeden,her sayfa zalimlerin ordusundan kelle kopartmadan ve her kitabınız dünyayı yeniden yaratmadan kendinize " yazar " demeyin ve çevrenizden nemalanmak isteyen sineklere " üstat " dedirtmeyin..
Dersler bu kadar basit.Yaparım diyorsanız buyrun cümbüşe,inanın o zaman arkanızda olacağım..
Hz.İsa ve çektikleri
- Hz.İsa'nın çektiklerini çekmeden haçını taşımak isteyenlerimiz de var.Oysa ki dinin en küçük ritüellerini ,peygamberin en küçük hadisini tam anlamıyla yorumlayıp uygulayabilmek ve hayatın içinde eritmek yüzyılımızı alabilir.
" Hint'in Kınası "nı yakmadan,bir acıyı,bir günahı en çok kullandığımız ellerimizde taşımadan,ilmihal kitapları,risaleler,Cin Ali'ler okumadan ordunun başına geçmek istiyoruzve geçenleri de uyarmıyoruz.
Hz.Ali'nin hikmetlerini,ilimlerini çözmek gafleti yiyip bitiriyor inançlarımızı..
Ortağın Şeytan olursa
- Yol ortağın şeytan olursa;dalları ve yaprakları birbirine değen iki ağacın zamanla kuruması gibi,diz dize oturduğun şeytanla beraber çürüyüp gidersin..
Bu milletin İştiklal marşı da " Korkma!" ile başlıyor.Korkma İnancın korkuyu yener.
Korkma!İnanç,masrafsız bir ordudur.İhtiyaç anında gelip savaşır ve giderler..
Çift şeritli yol
Yaznızlık ve Korku
- Yalnızlığa " Korku " diyorlar.İnsanın yar ve yareni her iki cihanda yalnızca Allah'tır."
" Yalnızım " diyen,Allah'ı inkar eder.Sana şah damarından daha yakın biri her an varken " Yalnızım " dersen gökleri üzersin..
Sevişecek bir kadın bulamayınca yalnızlık edebiyatıyla mart kedisi gibi miyavlayan Batılıların tuzağına düşme!
Senin sevgilin var.Elbette söndürür şehvetinin ateşini de Korkma!
Tasavvuftan beslenmek
- Son dönemlerde dikat ettiğim başka bir husus da şu: " Ben,yeni eserimde tasavvuftan beslendim" diyorlar...
Birincisi;tasavvuf " Tasarruf " demek değildir.Tasavvuf beslemez, aç bırakır.İkincisi;tasavvuf yolunda kibir,ego,benlik,vücut yıkılır.Geriye hiç kalır!Allah da o " Hiç"in içindedir zaten..
Dolayısıyla ikide bir " Ben " dersen tasavvuf ehli olmak bu yana,sen tasavvuf düşmanı sayılırsın...
Kıraç ve gitarı
- Bir şarkısında " Bir Tanrım var,bir gitarım,bu dünyada yapayalnızım ..." diyor " " Kıraç" ve ekliyor :" Ben Mevlana'dan çok etkilenirim."
Yanlış kardeşim! Tanrı'yla gitar nasıl yan yana gelmezse " Yalnızlık " ve " Tanrı" da yan yana gelmez.
Allah,yalnızlığı yutan en büyük yalnızlıktır.Senin bu sözleri iyi niyetli söylediğine eminim.Söz dokuz boğum olmadan çıkarsa sahibini mahçup eder.Almamız gereken ders bu....
9 Ocak 2011 Pazar
Uçaklar ve biz
- Şimdilerde uçağa atlayıp dünyanın öteki ucuna biraç saatte ulaşıyoruz ama bir bir insan tanımadan,bir nehir geçmeden ...
Ülkemizde içtiğimiz son çayı bize en uzak ülkenin tuvaletine boşaltıyoruz.Döngüsel zamandan,zamanın hazmından ve yolculuğun hazzından teknolojiyle kopmuş olduk.Çin'deki bilgiyi internet aracılığıyla on saniyede almak kimseyi alim yapmaz.
Bizi eğiten,bilgiye ulaşmak için çıkılan yolun çilesidir.Eğitim ve öğretim denen kurumun eğitim kısmı nerede?
Boşuna dememişler " Çilesiz bilgi kalıcı değildir " diye ...
Teknoloji ve biz
- Teknolojik gelişmeler sayesinde bir yerden bir yere yürümeden gidebiliyoruz artık..
Eskiden bir yerden bir yee giderken binlerce çiçek koklar,binlerce insan tanır,binlerce türkü dinler,yiyeceklerden tadar,kültürlerden ve coğrafi farklılıklardan faydalanarak yol alırdık..
Üstünde yürünen yollar üniversite olurdu.Yol bittiğinde okul biter ve dağarcığımız gelişirdi..
Yüzüne bakılmayanlar
Kelimeler
Modern İnsan
- Modern İnsan sabah evden çıkınca gördüğü herşeyin sahibi olmak istiyor.Kadın,araba,mevki,güç...
O,her şeyin sahibi olabilecek kapasitededir çünkü.Onlara ulaşmak için bütün yolları deniyor,tüm günahlara giriyor.
Modern insanı hayvanlaştıran bu duygulardan kurtulmanın tek yolu aldığı her soluğa şükretmekler olacaktır." Aldığım her solu hakkık değildir ama Rabbimin rahmetinden faydalandım " diyebildiğimiz an isteklerimiz söner,avcı kişiliğimiz törpülenir ve nefsimize bentler kurarız..
Mutluluk
Meşe ağaçları ve Zeus
- Bir gün meşe ağaçları,Zeus'a :" Bizim kadar balta yiyen ağaç yok " diye yakınmışlar.Zeus onlara :" Başınıza belayı siz getiriyorsunuz.Keresteniz çok iyi ve bu yüzden bütün baltaların sapı sizden yapılıyor! " demiş...
İdeolojiler ve inançlarımızın çoğu duygusallıklarımızın kurbanı oldu.İnsan yanlızca günahları için gözyaşı dökmüyorsa,dünyevi istekleri var demektir.
Siz duygusal bir peygamber tanıyor musunuz? Hayır,ama ümmetinin gidişatına üzülerek aağlayanlar olmuştur elbet.
Allah ile bir ticaret söz konusu olacağı zaman cenneti talep etmeli ve onun için gözyaşı dökmeliyiz.Müminin zirvesi cennettir.Cennetin peşine düşmüş bir müminin herhangi bir nesne için ağlaması doğru olmaz...