Bu Blogda Ara

8 Eylül 2010 Çarşamba

Cümle Mühendisi Ebu Zeyd'den İnciler-1


İnsan her bakımdan bir safta bulunmalı ki incak bu suretle birbirini aldatmamalı,bu şekilde birbirine yan gözle bakmaktan kurtulmuş olsun..


Yoksa ne diye ben sana kanıncaya kadar su içireyim de sen beni susuzluktan bayıltasın.
Ben senin için kazanayım da sen bana hak ayırmayasın,Ben sana sokulayım da sen benden kaçasın..

Benden iyilik bekleyen,ancak ektiğinin meyvesini toplayabilir.

Dostum bana ne ölçüde alaka gösterirse, bende ona ne eksik ve fazla olmadan o ölçüde bir alak gösteriririm.

Seni budala yerine koyandan düşmandan kaçarmış gibi kaç ve onu ruhsuz bir insan say..

Sana garez ve düzen için yaklaşana konuşulmaya layık bir adam değilmişsin gibi görün..

Sana güya onun parasına muhtaç imişsin gibi bakan insandan sevgi bekleme...

Elden giden bir şeyin hasreti fazla çekilmez..

Sana olan sevgi ve saygım başkasına dönmedi ki HIŞMINA UĞRASIN,
Bir ağaç gibi çürümedi ki, KESİLİP ATILSIN,
Kötü söz söylemedi ki HUZURUNDAN KOVULSUN..

Bilki Ceylan avlamak kolay değildir ve her kuş da kapana düşmez,hatta kapan altın yaldızlı olsa da...

Demirin paslandığı gibi kalplerde paslanır ( Cilası : Kur'an okumak - Kabir ziyareti )

Sana sarı altın turası gösterilirse sevinir,yanında tabut geçecek olsa üzülmüş gibi tavır alırsın..Candan öğüt verene dikbaşlılık eder,işi müşküle dökersin...

Sözün altın ve gümüş gibi değerli olsa da dilini tut.İyiliğe çalışan felaha kavuşur

Nice fesat adamlar vardır ki içinin pisliği bakımından badalananmamış helaya benzerler...

Size ne oluyor?Benim ciddi sözümü şakaya alıyor,saf altınıma " karışık " diyorsunuz ?

EBU ZEYD' den Muhteşem bir Dua :

Allahım! Beni sen gözetle,bana sen yardım et.Bana kendi güvenliğini
ve lutfunu bahşeyle.Beni kendi istediğin gibi,sana layık olan şekilde
kullan,başkasının eline bırakma.


Bana sonsuz bir afiyet ve tükenmez bir bolluk ihsan eyle.
Bunaldığım yerlerde beni sen kayır ve beni nimet örtüleri altında sakla da düşman tırnaklarını batırtma.

Şüphesiz sen,duaları işiten ve kabul edensin..


Arkadaşların ( oturup -kalktığınız kişiler ) Fırat suyundan daha tatlı mizaçta ( huyda ) olsunlar.




7 Eylül 2010 Salı

Hariri'nin muhteşem eseri Makamat'tan akılda kalanlar..



Bu unutulmaz kitabın yazarı olan Hariri 1054 yılı civarında Basra yakınlarındaki Meşan kasabasında doğdu.10 Eylül 1122 tarihinde Basra'da vefat etti.

Makamat,sade bir ifade ile 50 makame olaral yazılmıştır.Kitabın içeriğii sık sık ayetler,hadisler ve darb-ı meseller süslemektedir.Kitap,hikmet öğretmek,iyi ahlak telkin etmek gayesi ile yazılmıştır.Her makamenin sonunda Hariri'nin demek istediği şudur.İyilik yap,fenalıktan kaç...




Makamelerde iki şahıs vardır.Ebu Zeydinis Suruci ve Haris İbn-i Hemmam.Haris İbn-i Hemmam,bizzat Hariri'nin kendisidir.Ebu Zeyd ise yaman bir tiptir.Eserde onu bazen bir seyyah,bazen de bir vaiz olarak görürüz..Şekilden şekile,kılıktan kılığa girer..Maksadına varmak için ne hileler,ne oyunlar düzer.Fakat nereye gitse karşısında İbn-i Hemmam'ı bulur.Haris Ebuzeyd'e kendisine yaptığı hileden,söylediği yalandan dolayı sitem eder.Ebı seyd'de oan diller dökerek özür beyan edip,suçunu bağışlatmayı bilir.Bu kitabı okumanızı şiddetle tavsiye ederim.İnanıyorum ki bu dünyaya bu Ebu Zeyd gibi Cümle Mühendisi bir adam gelmemiştir.




Bulabileceğiniz kaynaklar :




1.MEB Türk Ansiklopedisi ,İstanbul Hariri MDD Cilt :18


2.MEB İslam Ansiklopedisi,İstanbul


3.www.gittigidiyor.com ( Şark İslam Klasikleri / Makamat - Hariri )


Makamat'tan seçme dizeler ve sözcükler..


Ebu Zeyd-i Suruci'nin ağzından sözler :


Yanma ihtimali olmayan odunu üfledin..
Parayı hak yoluna vermez saklarsın

Onları iyilik yolunda harcamaz köşkler kurarsın

Sevap kazanmaya bakmaz da şık elbiseler giymeye can atarsın.

Kadınlara bol bol nikah parası vermeyi fakirlere sadaka vermeye tercih edersin.

Geniş yemek sahanları sana din kitaplarından daha cazibeli görünür..
Hayattan zevk almak ve reafahla yaşayabilmek için dikişli derviş hırkası giyerler,oltalarını her çeşit balığa atarlar..
Basra Çöpçüleri ( Münasebetsiz söz söyleyenler için ) Darb-ı Mesel
Gece karanlığında çerçöp toplayan bir kimse,işe yarasın yaramasın eline ne geçerse toplayacağından,yılan ısırmasından,akrep sokmasında kurtalamayacağı gibi sözün iyisini kötüsünü karıştırabilir.
Tırnağı ile Mezar Kazan ( Kendi elleri ile başına felaket getirene derler ) Darb-ıMesel
Köylü bir arap kırda bulduğu bir koçu kesmek istemiş,fakat yanında bıçak yokmuş.Hayvan ayağı ile debelenince kumların arasından bir bıçak çıkmış ve köylü onunla hayvanı boğazlamış..
Ağzına Yüzüne Bulaştırmak ( Kendi elleriyle burnunuı kesen ) Darb-ı Mesel
Bir hacamatçının burnu akıyormuş.Elindeki Ustura ile akan şeyi gidereyim derken burnunu kesmiş ( Hacamat : eskiden Ustura veya diğer kes kin bir aletle vucüttan kan çıkarma işlemi )
Yahu sen sişmiş adamı semiz gösterdin..
Cehenneme kadar yolu var ( ipin omzunda olsun )
Ayaklarımızda papuç değil yerine ağrı var,şişlik var.
Şimdi gıdamız hüzündür elemdir.Uykusuzluk gözlerimize sürme oldu..
İnsanların yakınları kalmadığı veya onlardan bir yakınlık göremediği vakit altınları onların güzel yüzleri olsun..
Yağmur yüklü olan bulut gürleyince yağdırır.
Senin ölümüne sevinecek adamdan hayır gelmez.
Senin ihtiyaç gediklerini kapatmayan adama asla içten bağlanma..
Kim razı olur ki ben sarf edeyim sen biriktir
Ben nezaket göstereyim sen kabalık yap,
Ben eriyip gideyim,sen kazık gibi kal ,
Ben yanıp tutuşayım sen öyle dur !
Bugünlük bu kadar...Bir başka bloğumda yine bu cümle mühendisinden satırlar yazmaya devam edeceğim.
Saygılar,
Tarkan